fbpx

Futbol, dünyanın popüler sporu. Milyonlarca insanı aynı anda heyecanlandırabilen böylesi bir spor, şüphesiz dünyanın her yerinde ilgiliyle takip ediliyor.

Peki futbolu bu denli izlenesi yapan ne? Bir maç atmosferini gözünüzde canlandırın. Yetenekli oyuncular, güzel bir orta, topun kaleyle buluşması, kalecinin iyi bir kurtarışı, mutlak gole giden bir topun kafayla uzaklaştırılması…

Böylesi pozisyonlar futbolu, izleyici gözünde daha keyifli kılar. İzleyici de futbola rasyonel yaklaştığı için; topa bakar, vurana bakar ve vuruşun gol olup olmadığıyla ilgilenir. İzleyici için en önemlisi, bu eylemin taraftarı olduğu takım lehine olup olmadığıdır.

Pek alışık olmasak da, futbola futbolcu gözüyle de bakan birilerine rastladık. Ve bu sefer kafa topunun zararlarına dikkat çektiler. İngiltere’de ‘kafa vuruşu olmadan’ bir maç yaptılar. Hazır, konu böylesine bir etkinlikle gündemdeyken topa kafayla vurmak ile beyin hastalıkları arasında bir ilişkinin olup olmadığıyla ilgili  ortaya konan verileri derleyelim istedik. O halde, öncelikle futbol ile beyin hastalıkları ilişkisini yeniden gündeme getiren bu maçın detaylarına bir göz atalım.

26 Eylül 2021 Pazar günü, İngiltere’nin kuzeydoğusunda yer alan Durham’daki Spennymoor Town Futbol Klübü’nün stadı olan Brewery Field’de yapılan maçta eski profesyonel futbolcular, futboldaki sağlık riskine dikkat çekmek amacıyla bir araya geldi. Bağış toplama organizasyonu olarak düzenlenen bu maçın gelirleri Head for Change adlı bir hayır kurumuna ve Team Solan adlı bir kanser vakfına bağışlandı.

Özel kurallar altında oynan bu oyunun amacı kafa vuruşu olmadan bir futbol maçının nasıl olacağını test etmekti. Oyunun ilk devresinde kafa vuruşuna sadece ceza sahasında izin verilirken, ikinci devrede kafa vuruşu tamamen yasaktı. Kafayla topa temas halinde ise hakem faul düdüğünü çaldı ardından rakip takım serbest vuruş kullandı.

Head for Change bunu kendi sosyal medya hesaplarından da duyurarak katılım için çağrıda bulunmuştu.

“Gelin ve bu eşsiz deneyim için pazar günü bize katılın.”

Maçtan bazı kareler şu şekilde;

Kaynak

Kaynak

Kaynak

Karşılaşmada taraflardan biri Head for Change diğeri ise Team Solan‘dı. 5-5’lik skorla  beraberlik sağlandı.

Head for Change’in başkanı ve kurucu ortağı Dr. Judith Gates, organizasyona ilişkin görüşlerini dile getirirken; kafa vuruşunun tamamiyle yasaklanmasını önermediklerini ancak futbol oynayan insanların nasıl korunacağının tartışılması gerektiğini vurguladı.

‘Head for Change’ neyi amaçlıyor?

Head for Change, sporda beyin sağlığı için olumlu değişime öncülük eden ve futbol veya rugbydeki profesyonel spor kariyerlerinin bir sonucu olarak nörodejeneratif hastalıktan etkilenen eski oyuncuları destekleyen bir hayır kurumu.  

Head for Change’ın başkanı Dr. Judith Gates, eşi Bill Gates’e kronik travmatik ensefalopati (KTE) teşhisi konmasının ardından bu kurumu kurdu. Bill Gates uzun yıllar Middlesbrough klübünün defansında oynamıştı.

Together adlı bir program başlatan kuruluş, PFA(Profesyonel Futbolcular Derneği), FA(Futbol Federasyonu) ve Premier Lig ile birlikte çalışarak uyumlu bir stratejik plan geliştirmek istiyor. Gary Lineker, Alan Shearer ve Sportsmail köşe yazarları Chris Sutton, Martin Keown ve Micah Richards‘ın da aralarında bulunduğu 60 eski futbolcudan oluşan bir grup, nörodejeneratif hastalıktan muzdarip eski futbolculara yardım etmek amacıyla bir destek fonu oluşturmak için Head for Change aracılığıyla bir araya geldi.

Söz konusu beyin hastalıkları neler?

İlk olarak bahsi geçen bu beyin hastalıkları tanımlayalım. Nörodejeneratif hastalıklar yani dejeneratif beyin hastalıkları, ilerleyici dejenerasyona (dokuların normal yapılarının bozulması) ve/veya sinir hücrelerinin ölümüne yol açan tedavi edilemez ve hastayı güçten düşüren durumlardır. Nörodejeneratif hastalıklara örnek olarak Parkinson, Alzheimer ve Huntington gibi  hastalıklar verilebilir.

Kronik travmatik ensefalopati (KTE) birden fazla kafa travması (travmatik beyin hasarı) geçirmiş insanlarda görülen nörodejeneratif bir hastalıktır. Bu birikimler travmadan
çok kısa süre sonra oluşmaya başlasa da hafıza kaybı, demans, konfüzyon, depresyon, davranış problemleri gibi semptomlar ancak birkaç yıl içinde ortaya çıkmaktadır.

Halk arasında bunama olarak da adlandırılan demans belirli bir hastalık değil, unutkanlığın ön planda olduğu birçok hastalığa verilen genel bir isimdir. Daha ziyade günlük aktiviteleri olumsuz yönde etkileyen; hatırlama, düşünme ve karar verme yetilerinin bozulması için kullanılır. Alzheimer hastalığı, demansın en yaygın türüdür.

Demans çoğunlukla yaşlıları etkilese de, normal yaşlanmanın bir parçası değildir. 2018’de yayımlanan Dünya Alzeimer Raporu‘na göre 50 milyon kişi demans ile yaşıyor. Bu sayının 2050’de 152 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor.

1966 Dünya Kupası İngiltere kadrosundan 5 demans vakası

Peki bahsi geçen bu hastalıklar neden futbolla ilişkilendiriliyor? Normalde futbolcuların sağlıklı ve formda oldukları bilinirken birçok eski futbolcunun demansa yakalanması futbolun sağlık riskini gündeme getirdi.

Demans, İngiltere’nin 1966 Dünya Kupası’nı kazanan kadrosundan Nobby Stiles, Jack Charlton, Martin Peters ve Ray Wilson‘un ölümüne yol açarken, Bobby Charlton‘a geçen yıl, bu hastalığın teşhisi konulmuştu. Son olarak İskoçya milli takımından Gordon McQueen de demans teşhisi konan son eski futbolcu oldu.

Yaşamını yitiren futbolculardan Nobby Stiles’in ailesi, futbolla ilgili demansın araştırması için Stiles’in beynini bilime bağışladı. Gerekli incelemeyi yapan Dr. Willie Stewart’ın değerlendirmesi şu şekilde;

“Patolojiyle ilgili kapsamlı bir araştırma yaparken, acı çektiği şeyin kronik travmatik ensefalopati olarak bilinen bir durum olduğunu keşfettik; bu, kafa travması ve kafa darbelerine maruz kalma ile ilişkilendirdiğimiz dejeneratif bir beyin patolojisidir.”

Peki, 1966 Dünya Kupası’nda diğer takımlarda durum neydi? Sky Sports News tarafından yapılan araştırmada, İngiltere’nin 1966 Dünya Kupası Finalleri’nde oynadığı takımlarda kaydedilen demans vakalarının sayısı karşılaştırıldı. İngiltere’de 5 vaka varken, Uruguay, Arjantin veya Fransa kadrosunda bildirilen demans vakası yok. Batı Almanya, Portekiz ve Meksika için ise sadece birer vaka kaydedilmiş.

Bu rakamlar oyun tarzı ile bağlantılı mı? Konuya ilişkin, o döneminde kadrosundan Sir Geoff defalarca kafa vuruşu yaptıkları uzun antrenmanlardan söz ediyor. Ayrıca şunu da belirtiyor;

“Günümüzde top ıslandığında, bugünün toplarından çok daha ağırdı, bu yüzden bu da bir sorundu.”

Burada bahsedilen, eskiden kullanılan, bir tarafı bağcıklı deri toplar; kastedilen sorun ise; bu topların yapısından kaynaklı olarak su emme özelliği. Bu sebeple yağmur yağdığında top ağırlaşırdı.

Nobby Stiles’in oğlu futbolcu John Stiles’ın görüşleri de şu şekilde;

“Eğer gidip ağır bir topa kafayla vurursanız, günde 30 ya da 40 kez, ve bunu 10 yıl boyunca yaparsanız… İngiliz kültüründe, ceza sahasında kafa vuruşuna büyük önem verildi.”

Futbol Federasyonu konuyu araştırıyor

2002’de beyin travmasından ölen eski futbolcu Jeff Astle‘ın 2014’te beyninin incelenmesiyle KTE sebebiyle öldüğü saptandı. 2002 yapılan bir soruşturmada, ağır deri futbol toplarına tekrar tekrar kafayla vurmanın beyninde travmaya neden olduğu tespit edilmiş ve bir adli tabip deri toplara atıfta bulunarak bu hastalığı “endüstriyel hastalık” olarak tanımlamıştı. Astle’ın ailesinin konunun araştırılması için uzun yıllardır yürüttüğü kampanya sonucunda 2016’da Futbol Federasyonu bu konu hakkında araştırma yapmayı kabul etti.

Konuya ilişkin, FIFA’nın baş tıbbi sorumlusu Jiri Dvorak, futbolcuların beyin travması ve demans arasında doğrulanmış bir bağlantı olmadığını, bu varsayımı kanıtlayacak çok az kanıtlarının olduğunu söyleyerek uzun vadeli değişikliklere bakacaklarını ifade etmişti.

Demans ile futbol ilişkisi için bilimsel araştırmalar neler söylüyor?

Oyuncuların günlük kafa darbelerine maruz kaldıktan sonra beyindeki doğrudan değişiklikleri tespit eden ilk çalışma 2016’da İskoçya’da Stirling Üniversitesi tarafından yapıldı. Ebiomedicine’de yayımlanan çalışmada, futboldaki kafa vuruşunun oyuncunun beyin fonksiyonunu ve hafızasını 24 saat boyunca önemli ölçüde etkileyebileceği ortaya çıkarıldı.

Araştırmacılar, bir köşe vuruşunun hızını ve gücünü simüle etmek için tasarlanmış bir makineden futbol topları ateşledi ve bir grup futbolcudan 20 kez topa kafa atmasını istedi. Oyuncuların beyin fonksiyonları ve hafızaları egzersiz öncesi ve sonrasında test edildi. Beyin fonksiyonlarında küçük ama önemli değişiklikler tespit edildi. Bu pratiklerinden sonraki 24 saat içinde bellek performansı %41 ile %67 arasında azalıyor.

Ancak üniversite tarafından; tekrarlanan futbol maçlarından sonra beyindeki değişikliklerin geçici olup olmadığının veya beyin sağlığı üzerinde uzun vadeli sonuçların olup olmadığının henüz araştırılmadığı belirtildi.

Prof. Dr. Angus Hunter:

“Bu bulguların sporda kümülatif beyin yaralanmalarını tespit etmek, izlemek ve önlemek için yeni yaklaşımlar açacağını umuyoruz. Her seviyedeki futbolcuların ve diğer temas sporlarına katılan bireylerin uzun vadeli sağlığını korumamız gerekiyor.”

Eski futbolcuların nörodejeneratif hastalıktan ölme ihtimali 3,5 kat daha fazla

Yapılan bir başka araştırma ise Glasgow Üniversitesi tarafından yürütüldü. Profesör Willie Stewart’ın liderlik ettiği çalışmada; eski profesyonel erkek futbolcularda, saha pozisyonu, kariyer uzunluğu ve oynama döneminin nörodejeneratif hastalık riski ile ilişkisi araştırıldı.

Dr. Willie Stewart- Glasgow University

Oldukça önemli sonuçlara varan bu çalışma, esasında sadece profesyonel futbolcular için değil, herhangi bir sporda nörodejeneratif hastalık insidansını, bu denli ayrıntılı olarak inceleyen bugüne kadarki en kapsamlı çalışma.

Yapılan bu kohort çalışmasında 1900-1976 yılları arasında doğan 7676 profesyonel İskoç futbolcu ile genel nüfustan eşleştirilmiş, doğum yılı, cinsiyet ve sosyoekonomik ortamları benzerlik gösteren 23.028 bireyin sağlık kayıtları karşılaştırıldı. Çalışmaya göre nörodejeneratif hastalık riski, eski profesyonel futbolcularda, eşleşen genel nüfusa göre yaklaşık 3,5 kat daha yüksek. Ayrıca futbolcular arasında da hastalık riski saha pozisyonuna ve kariyer uzunluğuna göre değişiyor.

Kaleciler ortalama bir kişiyle aynı riske sahipken, topa en sık kafa atan defans oyuncuları yaklaşık beş kat daha fazla risk altında. En düşük risk ise forvetlerde. Kariyer uzunluğuna göre ise; profesyonel futbol kariyerleri 15 yıldan uzun sürenler arasında risk en yüksek.

Bununla birlikte çalışmaya göre; eski sporcularda nörodejeneratif hastalık riskinin travmatik beyin hasarı ve tekrarlayan kafa darbesine maruz kalma veya henüz tanımlanamayan diğer faktörlerle ilişkili olup olmadığı belirsizliğini korumaktadır. Amatör ve gençlik futbolundaki riskler de dahil olmak üzere futbol ve nörodejeneratif hastalık arasındaki ilişkiyi sorgulamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır. Bu noktada futbol gibi sporlarda travmatik beyin hasarı ve kafa darbelerine maruz kalmayı azaltarak bu hastalık riskini azaltmak için ilerisini de düşünen bir ilke yaklaşımının benimsenmesi tavsiye ediliyor.

Sonuç olarak mevcut çalışmalar bu şekilde. Ortaya konulan verilerin oldukça aydınlatıcı olduğunu söylemek mümkün. Ancak yine de uzmanlar, yapılması gereken çok daha fazla çalışma olduğunu söylüyor. Bu hastalık için futbolda önemler almaya dair girişimlerin olduğunu belirtmiştik. Söz konusu maç da bunlardan biri. Maçın sonuçlarının neler olacağını, üst düzey futbol otoritelerinin alacağı kararları ne yönde etkileyeceğini henüz bilmiyoruz. İlerleyen zamanda  belli olacaktır ancak tarihte bir ilk olması yönüyle önemli olduğunun altını çizmek gerekir.

Öne çıkan görsel: AFP



      	

Etiketler

  • 1966 Dünya Kupası
  • araştırma
  • beyin hastalıkları
  • bunama
  • demans
  • demantia
  • Futbol
  • futbol maçı
  • Futbolcu
  • İngiltere
  • kafa vuruşu
  • nörodejeneratif

Diğer Yazılar