fbpx

Yanlış bilgi yayılımı toplumsal bir sorun. Günümüzde, bu sorunla en geçerli mücadele aracı şüphesiz bağımsız doğrulama organizasyonları. Bu organizasyonların ortaya koydukları metodoloji; işlevsellik konusunda tüm taraflar, kurumlar ve medya aktörleri tarafından kabul görmüş ve kanıksanmıştır. Neticede bu organizasyonların, yanlışla mücadele konusunda tecrübe edilmiş ‘kriz, sosyal meseleler ve birçok seçimle dolu’ yılları var. Hal böyleyken, konu dezenformasyon veya yanlış bilgi yayılımıysa bu işin bilirkişisi kesinlikle doğrulama organizasyonlarıdır.

26 Mayıs 2022’de Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir, İstanbul Milletvekili Feti Yıldız ve 65 milletvekili Meclis’e ‘Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi‘ni sundu. Kanun teklifi henüz komisyonda. Söz konusu teklifle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 217’nci maddesine ekleme yapılması teklif edildi. Bu madde ‘Kamu Barışına Karşı Suçlar’ ile ilgilidir. Kanun;

“Madde 217- (1) Halkı kanunlara uymamaya alenen tahrik eden kişi, tahrikin kamu barışını bozmaya elverişli olması halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.”

Bu maddeye ek olarak aşağıdaki kısım eklenmek isteniyor:

“MADDE 217/A- (1) Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır”
“(2) Suçun, failin gerçek kimliğini gizlemek suretiyle veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır.”

Diğer ülkeler nasıl önlemler alıyor?

IFCN’nin en son 2020 ağustosunda güncellediği rapora göre 38 ülke “mezenformasyon”a yönelik eyleme geçmiş. Bu ülkeler içerisinde:

  • 13 ülkede “mezenformasyon”a  yönelik farkındalığı artırmayı hedeflemeye,
  • 8 ülkede “mezenformasyonları” gözetime almaya
  • 25 ülkede ise “mezenformasyonu” yayanlara karşı cezai yaptırımlar uygulamaya yönelik eylemlerde bulunulmuş.

Cezai yaptırım uygulayan ülkeler

Mezenformasyona yönelik eyleme geçen 25 ülkenin pek çoğunda cezai yaptırım uygulanmadığı görülüyor. Yalnızca Belarus, Kenya, Vietnam, Çin, Rusya, Tayland, Kamboçya, Burkina Faso, Singapur ve Endonezya yanlış bilginin cezalandırılmasına yönelik yasalar çıkardı. Malezya’da ise böyle bir yasa çıkarılmış olmakla birlikte daha sonra kaldırıldı.

Ayrıca, CPJ’nin verilerine göre 2021 yılında dünyada 47 gazeteci yalan haber paylaşımından dolayı hapis cezasına çarptırıldı. Bunun 17 tanesi Mısır, 17 tanesi Myanmar, 5 tanesi Ruanda, 4 tanesi Kamerun ve diğerleri Nijerya, Kamboçya, Etiyopya, Cezayir’dedir.

Yaptırım uygulayan ülkelerde basın özgürlüğü

Türkiye’de yanlış bilgi yayılımının önüne geçmek için sunulan yasa teklifinin hapis cezası gibi yaptırımlar içermesi, basın ve fikir özgürlüğü için tehdit olarak görülüyor.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Organizasyonu’nun hazırladığı Basın Özgürlüğü Listesi’nde 180 ülke arasından Myanmar 176’ncı, Çin 175’nci, Vietnam 174’ncü Mısır 168’nci, Rusya 155’nci, Belarus 153’üncü, Kamboçya 142’nci, Singapur 139’uncu, Ruanda 136’ncı, Kamerun 118’nci, Endonezya 117’nci, Tayland 115’nci, Kenya 69’uncu ve Burkina Faso 42’ncidir. Türkiye ise bu sırada 149’uncudur.

Doğrulama ve medya aktörleri ne diyor?

Türkiye’deki yasa tasarısına yönelik en önemli endişelerden biri, teklifin sansür yasasına dönme ihtimali. Çıkan yasada paylaşılan bilgilerin yanlış olduğunun nasıl belirleneceği, tam olarak kime yaptırım uygulanacağı, yasa tasarısındaki “kamu barışını bozmaya elverişli şekilde” ifadesinin yoruma çok açık olması gibi sebeplerden dolayı yasa tasarısından endişe duyulmaktadır. Ayrıca, bu yaptırımları yasallaştıran ülkelerde de mezanformasyonun yayılımı hala devam etmekte ve bu ülkelerde basın özgürlüğü tehdit altındadır.

Konu hakkında yanlış bilgi yayılımı konusunda bilirkişi diyebileceğimiz, medya ve doğrulama aktörlerine de görüşlerini de sorduk.

NewsLabTurkey Araştırma Koordinatörü Dr. Sarphan Uzunoğlu, yeni kanun teklifinin alandaki yapısal eksiklikleri gördüğünü söylerken internet medyasının gazete statüsü taşımasına yönelik tartışmanın çok eskiye dayandığının altını çiziyor. Teklifin, günümüzdeki mecra çeşitliliğini tam olarak kapsamayacak şekilde yalnızca internet haber sitesi odaklı olduğunu belirten Uzunoğlu, teklifi veren tarafın siyasal ajandalarını kontrol altına almasının da önünün açıldığını söyledi:


“Eğer teklif, dezenformasyonla ilgili cezai yaptırımlara dair maddeleri içermek yerine yalnızca sektörel problemleri çözmeyi hedeflese ve daha hazırlanış aşamasından başlayarak farklı arka planlara sahip kurumları içerseydi gerçekten bir çözüm olarak bakılabilirdi. Bu hâliyle, platformlardan yayıncılara ve hatta doğruluk kontrol kurumlarına zaten aktörleri arasında ifade özgürlüğü ve sürdürülebilirlik bağlamında çok mühim sıkıntılar yaşanan bir alana devlet eliyle bir hakikât kontrolü ceza mekanizması eklenmesi alanın verimliliğine varoluşsal bir tehdit oluşturuyor.”


Sarphan Uzunoğlu, devletin bu şekilde müdahale etmesinin medya için daha derin bir krizi işaret edebileceğini söylerken Teyit.org’un İletişim Sorumlusu Can Semercioğlu da çok katmanlı yanlış bilgi sorununun, cezalandırma odaklı girişimler ile çözülemeyeceğini vurguluyor:


 “Bir ülkede özgür ifade olanağı ne kadar darsa, o ülke yanlış bilgiye o kadar kırılgan hale geliyor. Rusya, Çin, Burkina Faso, Kamboçya, Tanzanya, Tayvan, Tayland, Kenya, Myanmar, Singapur, Malezya gibi onlarca örnek bize çözümün hapis cezasından geçmediğini gösteriyor”


Can Semercioğlu, sorunun çözümü için takip edilmesi gereken yolun dijital medya okuryazarlığı farkındalığının yaygınlaşmasından geçtiğini söylüyor:


“Bu sorunun çözümü kapsayıcı bir eleştirel dijital okuryazarlık vizyonu ile toplumdaki farkındalık ve yetkinliği artırmaktan ve Teyit gibi bağımsız teyit kuruluşlarına alan açılmasından geçiyor. Bu yöntemlerin çalıştığını Finlandiya ve Nijerya gibi örneklerde görüyoruz. Dolayısıyla ihtiyacımız cezalandırma değil, kalıcı etki yaratan çözümler.”


Semercioğlu, eleştirel dijital okuryazarlığı eğitiminin okullarda öğretmenlerden öğrenci ve velilere dek verilmesi gerektiğini belirtiyor.

Türkiye’nin ilk doğrulama platformu olan Doğruluk Payı adına görüş bildiren Şef Editör Koray Kaplıca da diğer isimlerle aynı görüşü paylaşıyor. Kaplıca, Türkiye’deki teklifin, dezenformasyona müdahale yetkisini otoriteye tanıdığını ancak yanıltıcı bilginin ne olduğu ve kimin karar vereceği gibi ifade özgürlüğüne tehdit oluşturabilecek soruları da ortada bıraktığını söyledi:


“Türkiye’deki teklif, doğası gereği kamusal alanda bilgi çeşitliliğine müdahale edebilecek yetkileri otoriteye tanıyor. Bunun yanında yanıltıcı bilginin ne olduğu ve kimin karar vereceği gibi ifade özgürlüğüne tehdit oluşturabilecek soruları da ortada bırakıyor. Her ne kadar yanlış bilgi salgını geniş yelpazede insanların sağlıklı karar vermesine yönelik bir tehdit olarak ortaya çıksa da devlet müdahalelerinin yarardan çok zarar getireceğine inanıyorum. Bu sorun bilgi ekosistemi içinden ve bilgi tüketicilerinin bilinçlendirerek çözülebilecek bir sorun.


Doğruluğu Ne? platformu kurucusu Doc.Dr. Selman Selim Akyüz, paylaştığı görüş metninde çözümün de tıpkı sorun gibi çok boyutlu olması gerektiğini vurguladı. Hükümetin, dezenformasyonla mücadele için adım atmasını ve internet medyasının da “resmi” saymasını olumlu karşılayan platform, muğlak bırakılan kısmın ifade ve basın özgürlüğünü kısıtlayabileceği fikrinin üzerinde duruyor:


 “Yeni medyanın yapısı, anonim kalmaya izin verdiği için platformlar da bu yasanın muhatabı. Dezenformasyon faaliyetleri ağırlıklı olarak anonim ilişkiler ağı üzerinden üretilirken gerçek kullanıcılar tarafından yayılıyor. Bu bağlamda üretme ve yayma yani paylaşma arasında taslakta bir ayrım görünmüyor. Dolayısıyla kasıtsız olarak (mezenformasyon) bu bilgileri yayanlar da hapis cezasıyla karşı karşıya kalabilecek ve gerek yargının işinin zorlaşması gerekse ifade özgürlüğünün kısıtlanması sonuçlarına yol açabilir.”


Akyüz’e göre yasa, yanlış bilgi ile mücadelede alınacak önlemlerden yalnızca biri:


 “İnsanlar hoyratça, hiçbir müeyyideye uğramayacağı özgüveniyle sahte haberleri üretip paylaşamamalı, evet ancak medya okuryazarlığı eğitiminin geliştirilmesi, devlet ve sivil toplum işbirliğiyle eleştirel düşüncenin yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar ve sahte haberlerin gerek önüne geçilmesi gerekse tespiti ve doğru bilginin yaygınlaşması adına bağımsız doğrulama platformlarının etkinliğinin arttırılmasına destek olunması olmazsa olmaz tedbirler arasında olmalıdır.”


2015’ten bu yana “yanlışlama” girişimi olarak çalışan Malumatfuruş‘un görüşleri de diğer organizasyonlar ile uyuşuyor. Malumatfuruş, hapis gibi ağır bir yaptırım içeren bir yasa teklifindeki subjektif ifadeler üzerinde durduğu paylaşımında şunları söyledi:


“Uzun süredir yanlış bilgi sorunuyla mücadele eden bir yanlışlama girişimi olarak önceliğin eğitimin, medya okuryazarlığının, eleştirel düşüncenin ve basın etik ilkelerinin güçlendirilmesine odaklı olması gerektiği kanaatindeyiz. Dezenformasyon yasası süregelen sorunu çözmeyecek. Katkı sunup sunmayacağı da ‘adil’ uygulanmasına bağlı. Yasalarında yalan haber için hapis cezası öngören ülkeler bu durumun ipucunu veriyor. Taslaktaki ‘saik’, ‘aleniyet’, ‘gerçeğe aykırı bilgi’ gibi tanımlar subjektif yapıya sahip. Tasarının (basın meslek örgütlerinin, ilgili STK’ların, doğrulama girişimlerinin ve diğer siyasi partilerin katılımıyla) kapsamlı bir uzlaşı ürünü olması daha anlamlı olurdu.”


‘Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin akışını ve Doğrula.org olarak görüşümüzü açıkladık. Aynı konuyla ilgili doğrulama organizasyonlarının fikirlerini alarak paylaştık. Tüm doğrulama organizasyonları ortak bir görüş ile teklifin fikir ve basın özgürlüğü için tehdit oluşturabileceğini söylüyor. Önerilen çözüm ise, dijital okuryazarlığın kitleler arasındaki yayılımını işlevsel hale getirmek.

Katkıda bulunanlar: Ersel Alemdar

Etiketler

  • ceza
  • çin
  • dezenformasyon
  • fake news
  • IFCN
  • mezanformasyon
  • myanmar
  • Rusya
  • sansür
  • singapur
  • yalan haber
  • yasa

Diğer Yazılar