fbpx
Yanlış
Doğru
Uydurma

Sonuç

  • Diyanet İşleri Başkanlığı’nın böyle bir açıklaması yok.
  • İddia, 2006 yılında haberlere konu olan bir cuma vaazına dayanıyor.
  • O dönem Diyanet İşleri Başkanlığı, bunu onaylamadıklarını ve söz konusu vaaz ile ilgili inceleme başlatıldığını açıklamıştı.

İddia Yayılımı

Sosyal medyada yapay zeka ile oluşturulmuş bir düğün dansı görüntüsünün üzerine yazılan “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın düğünlerde dans edilmesini “zina” olarak tanımladığı” iddiası yayılımda.

Birçok kullanıcının tepkisine yol açan bu iddia doğru mu? İnceledik.

Kanıt

İnternette anahtar kelime taraması yaptığımızda haberler bizi 2006 yılına götürüyor.

Haberlere göre Konya’nın Meram ilçesindeli Alavadı Sarnıç Camii imamı Ali Osman Türkmen’ın cuma vaazında “Düğünlerde dans etmek yataktaki zinanın ayakta yapılan şeklidir” sözlerinin cemaatten bir kişinin şikayeti üzerine Konya Müftülüğü’ne inceme yapılmış.

İnceleme sonucunda fetvayı yazan kişinin Konya Merkez Vaizi Ali Öge olduğu anlaşılmış. Dönemin Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, “Konuyu inceletiyorum. Konya Merkez Vaizi Ali Öğe’nin yazdığı metinde böyle bir bilgi yok ama cami hocasının ne dediğini bilmiyorum. Algılamalar da çok farklı olabiliyor. Fetvada uğultulu, müzikli, içkili yerlerin yerine daha sakin yerler tavsiye ediliyor.” açıklamasını yapmış.

Bardakoğlu ayrıca, ‘düğünlerde dans etmek, yataktaki zinanın ayakta yapılan şeklidir’ sözlerini tasvip etmediğini, konuyu incelettiğini vurgulamış.

Konya Müftülüğü yetkilileri imam Türkmen’i, müftülüğe çağırarak bilgisine başvurmuş. Türkmen, buradaki yetkililere “Yazılı olarak verilen metni okudum. Herhangi bir ekleme yapmadım ” açıklamasında bulunmuş.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 30 Haziran 2006’daki “İslam’da Düğün Adabı” başlıklı Cuma vaazının tam metni şu şekilde:

“Muhterem Kardeşlerim!
Hiç şüphesiz insanların en mutlu oldukları günlerden biri de düğün günleridir. Düğünlerle ilgili olarak üzerinde en fazla durulması gerekli konuların başında da dinimizin belirlediği eğlence ve şekilleri gelmektedir.
Bu tür eğlenceler bayram ve çocukların sünnetinde olduğu gibi, sevinilecek bir olayın kutlanması ve sevinçlerin dine, geleneğe ve örfe uygun bir şekilde ifa edilmesidir. Düğünlerde ise, bunun ilanı ve toplumun çiftler arasındaki ilişkileri meşru görmesini sağlama vardır.
Geçmişte, evlilik ve sünnet için yapılan düğünlerde bir takım eğlenceler vardı. Canbazların gösterileri, musiki eşliğinde oynanan oyunlar, cirit oyunları ziyafetler vs. Toplumsal değişmeyle birlikte dini hassasiyetin de zayıflamasıyla düğünlerimizin de şekli değişmeye başladı. O nezih eğlencelerin yerini, salonlarda yapılan çoğu zaman da kulakları tırmalayan uğultulu müzikler eşliğinde danslar ve çılgınlığa kadar uzanan eğlenceler aldı. Düğünler içki içmek için bir vesile sayıldı.
Bunun karşısında da müzik ve eğlence karşıtı uzun sohbetler ve mevlit içerikli düğünler oluştu.

Değerli Müslümanlar!
Cenab-ı Hak, Ahzap suresinin 21. ayetinde mealen: Şüphesiz, Allah’ın Rasullü’nde sizin için Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı uman, Allah’ı çok zikreden kimseler için güzel örnekler vardır’ bulunmaktadır.
Peygamberimizin uygulamalarına baktığımızda özetle şöyle görebiliriz:
Her vesileyle Allah’a olan kulluğumuz hatırlanmalı ve yerine getirilmeli, bu mutluluk için Rabbimize hamd (teşekkür) edilmelidir.
Düğünlerde sevinç ve eğlenceler ölçülü bir şekilde izhan edilmeli.
Davullarla, deflerle düğünler ilan edilmeli.
İmkanlar dahilinde düğün yemeği verilmeli, davet edilmeyen yemeklere habersiz ve izinsiz gitmek suretiyle, düğün sahibini zor durumda bırakmanın, dinen doğru olmadığını bilmeliyiz.
Ayrıca yoksulların, düşkünlerin ve kimsesizlerin çağrılmadığı yemeklerin, en şerli yemekler olduğunu unutmamalıyız.

Gelin ve damat evliliği hazırlanmalı. Evlilikle ilgili dini ve örfi bilgilerle çiftleri hayata daha hazır hale getirmeliyiz.
Dinimizin yasakladığı eğlence türlerinden uzak durulmalı; kendi düğünümüz- eğlencemiz için, başkalarını rahatsız etmemeliyiz.
İnsanı ibadet ve taattan alıkoymayan, ona ahlak dışı yollar telkin etmeyen ve rızkına zarar vermeyen eğlenceler mübağtır.
Özellikle eğlence ve magazin kültürünün popülaritesinin öneminin azımsanmayacağı kadar revaçta olduğu günümüzde, eğlence kültürümüzü İslami ölçülerde yenilemek ve korumak zorundayız.

Unutmamak gerekir ki, çocuklarımız yabancı eğlencelerle eğlendiği ölçüde, kendi kültürüne yabancılaşmaya, oyununu oynadığı kültürün insanı olmaya başlayacaktır. İnsanımızı eğlenmekten tamamen vazgeçirmek yerine, milli ve dinen meşru sayılan eğlenceleri seçmelerini tavsiye etmeliyiz.
Allah’a kulluğun gereği de budur.”

Sonuç olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın düğünde dans etmenin zinanın ayakta yapılmış hali olduğuna dair bir açıklaması yok. İddia yanlış.

Bu sonuca itiraz et

Etiketler

  • Diyanet
  • Diyanet İşleri Bakanlığı

İlginizi Çekebilecek Doğrulamalar

İlginizi Çekebilecek Doğrulamalar