
Atatürk “Bir gün Birinci Cihan Harbi’nden sonra Ortadoğu’da kurulan suni devletlerin halkları ayaklanacaktır” dedi mi?
3 Haz 2025
13:47
Sonuç
- Isaac Marcosson’un röportajında da bu tür bir ifadeye rastlanmıyor.
- Atatürk’ün söylev ve demeçlerinde bu söz yer almamaktadır.
- Sözde alıntı, 2010 yılından bu yana dolaşımda.
İddia Yayılımı
Son yıllarda, özellikle sosyal medya platformlarında, Atatürk’ün ağzından olduğu iddia edilen sözlerin dolaşıma girmesi gerek etkileşim gerekse kabul görme güdüsüyle sıkça paylaşılıyor.
Bu paylaşımların bazıları, tarihsel gerçekliği olan metinlere dayanırken, bir kısmı ise halk arasında dolaşan rivayetler ve uydurma ifadelerden ibaret. Bu bağlamda “Bir gün, Birinci Cihan Harbi’nden sonra Ortadoğu’da kurulan suni devletlerin halkları ayaklanacaktır. O gün geldiğinde, yeni kurduğumuz cumhuriyetimizin yöneticileri, bu halkların değil emperyalist güçlerin yanında yer alırsa aynı akıbete kendileri uğrayacaktır ve Kurtuluş Savaşı’nda yedi düvele haddini bildiren Türk halkı onların da hakkından gelecektir…” şeklindeki söz, Atatürk’e ait olduğu iddiasıyla sıkça paylaşılan ifadelerden biri olarak öne çıkıyor. Bugün bu alıntının doğruluğunu inceleyeceğiz.
Kanıt
Anahtar kelime taraması yaptığımızda bu sözün Atatürk’ün 1923 yılında Amerikalı Gazeteci Isaac F. Marcosson’la yaptığı röportajda yer aldığı notuyla paylaşıldığını gördük.
Son zamanlarda bu kaynak kısmı verilmeden de paylaşılıyor. Öncelikle verilen kaynağı incelemeye başladık.
Amerikalı gazeteci Isaac F. Marcosson, uluslararası düzeyde yaptığı röportajlar ve makaleleriyle tanınıyor. Bunların arasında 1923 yılında Atatürk ile yaptığı röportaj da yer alıyor. Marcosson, Türkiye’nin Lozan Antlaşması sonrası yeni bir devlet olarak uluslararası arenadaki yerini inşa ettiği bir dönemde, Atatürk’ün görüşlerini anlamak ve bunları Amerikan kamuoyuna aktarmak için bu röportajı gerçekleştirmiştir.
Lozan görüşmeleri sonrası Türkiye, uluslararası düzeyde daha fazla tanınmaya başlamıştı. Atatürk’ün bu röportajı kabul etmesi, Türkiye’nin modernleşme yolundaki vizyonunu dünyaya duyurmayı amaçlayan bir diplomatik hamle olarak değerlendirilebilir.
Atatürk bu röportajda, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesi, ekonomik kalkınma hedefleri, laiklik ve modernleşme projeleri gibi temel konulara değinmiştir. Röportajın, Marcosson tarafından Amerikan okuyucusuna aktarımı, Batı’nın Türkiye’ye olan ilgisini artırmıştır.
Bu röportaj, 20 Ekim 1923’te The Saturday Evening Post dergisinde “Kemal Pasha: Conflict in Turkey” başlığıyla yayımlanmış. Yayın, 2012’de erişime açıldığı için kolayca ulaşabilmek mümkün.
Marcosson, Lozan Konferansı’nın kritik bir aşamasında Ankara’ya gelerek Atatürk ile görüşmüştür. Röportajda Atatürk’ün devlet anlayışı, demokrasi ve emparyalizm üzerine görüşleri ve liderlik tarzı hakkında ifadeler yer alıyor. Örneğin
“Sizin hükümet idealiniz nedir?” diye sordum şimdi. “Başka bir deyişle, hala Pan-İslam’a ve Pan-Turancılık fikrine inanıyor musunuz?” sorusuna şu şekilde yanıt vermiş:
“Size kısaca anlatacağım,” diye yanıt verdi. “Pan-İslam, din topluluğuna dayalı bir federasyonu temsil ediyordu. Pan-Turancılık, ırka dayalı aynı tür çaba ve hırs topluluğunu temsil ediyordu. İkisi de yanlıştı. Pan-İslam fikri, Avrupa’daki Türk ilerleyişinin en kuzeyindeki Viyana kapılarında yüzyıllar önce gerçekten öldü. Pan-Turancılık, Doğu ovalarında yok oldu.
“Bu hareketlerin ikisi de yanlıştı çünkü fetih fikrine dayanıyorlardı, bu da güç ve emperyalizm anlamına geliyor. Emperyalizm uzun yıllar Avrupa’ya hükmetti. Ancak emperyalizm mahkumdur. Cevabı Almanya, Avusturya, Rusya ve eski Türkiye’nin enkazında bulabilirsiniz. Demokrasi insan ırkının umududur.”
Atatürk, emperyalizmin ölüme mahkûm olduğunu ve demokrasinin insanlığın umudu olduğunu ifade etmiştir. Bu görüşleriyle, Türkiye’nin bağımsızlık ve egemenlik mücadelesinin evrensel bir değer taşıdığını ortaya koymuştur.
Röportajın tamamını okuduğumuzda iddiada yer alan söz veya Ortadoğu halkları ile ilgili bir sözün yer almadığını gördük.
İddiada anakronizm açığı
İddiada yer alan ifadeler, tarihsel olarak da çelişkilidir:
Alıntı, “Bir gün, Birinci Cihan Harbi’nden sonra…” şeklinde başlıyor. 1923’te yapılan bir röportajda henüz 2. Dünya Savaşı’nın esamesi yokken bu ifadenin kullanılması beklenemez. Nitekim röportajda 1. Dünya Savaşı için “Büyük Savaş” ifadesi kullanılıyor.
İkinci kısımda ” O gün geldiğinde, yeni kurduğumuz cumhuriyetin yöneticileri…” sözü geliyor. Röportaj 20 Ekim 1923’te yapıldı. Yani henüz cumhuriyet ilan edilmemişti. Dolayısıyla röportajda böyle bir ifadenin kullanılması da mümkün değil.
Bu tür anakronizm hataları, sözün Atatürk’e ait olmadığını gösteriyor.
İddia, 2010’dan bu yana dolaşımda
Atatürk’ün söylev demeçlerinde de yer almayan sözün internetteki geçmişini taradığımızda en eski paylaşım olarak 2010 yılındaki bir Facebook gönderisini bulabildik.
İddianın X’te yayılıma girmesi ise Sözcü’nün 30 Ağustos 2012’deki yayınını takip ediyor.
Sonuç olarak “Bir gün, Birinci Cihan Harbi’nden sonra Ortadoğu’da kurulan suni devletlerin halkları ayaklanacaktır… “şeklinde başlayan söz Atatürk’e ait değil.